CHP Heyeti TÜRKŞEKER Önünde Basın Toplantısı Düzenledi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Ömer Fethi Gürer, Nihat Yeşil, Burcu Köksal, Cengiz Gökçen, Özkan Yalım, Turabi Kayan, Çetin Arık, Süleyman Girgin, Hasan Baltacı ile birlikte Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ (TÜRKŞEKER) önünde basın toplantısı gerçekleştirdi.
oplantıda şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sonrası şeker fiyatlarında yüzde 400'lere varan artışlar yaşandığını ifade eden CHP'li Ağbaba, “Böyle giderse 50 liraya dahi şeker alamayacağız, ülkeyi şekere muhtaç edecekler” dedi.
ŞEKER FİYATINDAKİ YÜKSELİŞ DURDURULAMIYOR, İTHALAT DA İŞE YARAMADI
Ağbaba açıklamasında şunları söyledi:
Her gün yeni bir zam haberiyle güne başlıyoruz. Eskiden bir ürüne zam geldiğinde aylarca konuşulurdu, haber olurdu. Şimdi “zam gelmeyince” haber oluyor. Ürün fiyatı eğer artmamışsa vatandaş da şaşırıyor. Geçtiğimiz hafta şekere zam yapıldı. Ağzımızın tadı kaçtı. Şekere bu yıl içerisinde; Mart ayında yüzde 31, Haziran ayında yüzde 36 ila yüzde 66 oranlarında zam yapıldı. Son bir yılda; şekerin kilosu 5,9 TL'den 26 TL'ye, Türkşeker'de çuvalı 200 liradan 810 liraya, özel sektörde de 1.200 TL'ye kadar yükseldi. Nisan ayında marketlerdeki toz şekerin fiyatı 12 ile 15 TL arasında değişiyordu. Şimdi ortalama şeker fiyatları 26 liraya kadar yükseldi. Şeker fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için Türkiye 24 yıl sonra A kotasından ilk kez şeker ithal etmeye başladı ancak yapılan şeker ithalatı da fiyata çözüm olmadı.
ŞEKER FİYATI BİR YILDA YÜZDE 440 ARTTI!
Şeker satış fiyatı bir yılda 5,9 TL'den 26 TL'ye kadar çıktı. Bu ne demek: yüzde 440 oranında artış demek! 4 kart artmış! Çiftçiden şeker pancarını 420 liradan aldınız, 1100 liraya küspeyi sattınız, insafsızlar. Ayrıca önümüzdeki günler çok daha fazla fiyat artışlarını bekliyoruz. Çünkü geçen sene çiftçiden 470 liraya alınan pancarın fiyatı bu yıl 1450 liraya yükseltildi. Bu önümüzdeki sene direkt şeker fiyatlarına yansıyacak ve şekerin kilo fiyatı 50 liraları aşacak demektir. Yurt dışında fiyatlar düşerken bizde yüzde 400'leri geçen artışlar yapılıyor. İki gün önce görüntüleri çıktı. Vatandaş ucuz şeker için 2,5 saat kuyrukta bekliyor.
ŞEKERDEKİ FİYAT ARTIŞLARININ TEK SEBEBİ YANLIŞ TARIM POLİTİKALARDIR!
51 ilinde şeker üretilen ülkemizde bu fiyatlar niye bu kadar artıyor? Kamuoyuna tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var! Şeker fiyat artışlarının en önemli nedeni: Özelleştirme. Özel sektör piyasaya ürün vermeyerek piyasada kıtlığa sebep olmuş ve fiyatları yükseltmiştir. Türkşeker'i de fiyat artışına zorlamıştır. Fiyat artışlarının tek sebebi tarım politikalardır! Tarımdaki özelleştirme süreci, açık bir peşkeş öyküsüdür. Ülkemizdeki şeker fabrikaları 2008 yılında fabrikalar özelleştirme kapsamına aldı. Fabrikalar, 2008-2018 yılları arasında 4 kez satılmak istendi, satılamadı. 2018 yılında ise 25 şeker fabrikasından 10'unu özelleştirildi. Bu dönemde Bor, Çorum, Kırşehir, Erzincan, Erzurum, Turhal, Afyon, Alpullu, Elbistan, Muş, Yozgat, Ilgın, Kastamonu ve Burdur Şeker Fabrikaları, iktidara yakınlığıyla bilinen isimlere adeta peşkeş çekildi. Bu fabrikalara ait değerli arsalar yok pahasına parsel parsel satıldı ve satışlar hala devam ediyor. Bakın daha önceki gün Ankara ve Kütahya'daki iki taşınmazın satışına onay çıktı.
SARAY 13 GÜNLÜK HARCAMASIYLA ŞEKER FABRİKALARININ TÜM ZARARINI KARŞILABİLİRDİ
Özelleştirme yapılırken gerekçe olarak “Kalite artacak, fiyatlar düşecek, çalışanların durumu iyileştirilecek” demişlerdi. Bunların tam aksi oldu. Peki fiyatlar düştü mü yüzde 400 arttı. Türkşeker'e ait şeker fabrikaları satılırken fabrikaları teker teker gezerek ‘şeker vatandır, vatan satılmaz' demiş, özelleştirmenin yaratacağı sonuçları halkımıza anlatmıştık. Aradan kısa süre geçtikten sonra özelleştirmenin can yakıcı sonuçlarını yaşamaya başladık. Devletin resmi rakamlarına göre, şeker fabrikalarının 2016 zararı 76 milyon liraydı. Aynı yıl saray 650 milyon TL ve 1 milyar 650 milyon TL örtülü ödenek harcaması yaptı. Yani devletin resmi kesin hesaplarıyla kıyaslanırsa, sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılayacak durumdaydı. Şeker Fabrikaları özelleştirilmeden önce 2,5 milyon insana (işçi ve üretici) iş ve aş sağlıyordu. Ancak kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, nedeniyle Türkiye'de hem ekim alanı hem de üretim çok düştü. Şeker pancarı üreticilerinin büyük bir kısmı da üretimden koparıldı.
FABRİKALARDA ÇALIŞAN İŞÇİLERE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Hükümet satılan fabrikalardaki taşeron işçilere dilerlerse 5 yıl çalışma garantisi dilerlerse başka kurumlara geçiş şeker hakkı sağlanacağını duyurmuştu. Ancak satışların ardından işten atmalar başladı. Devri gerçekleşen fabrikalarda binlerce işçi işten atıldı, bir kısmı da zorla emekliliğe sevk edildi. Fabrikaların satışı üretici sayısının azalmasına, çalışanların işsiz kalmasına, halkın ve esnafın şekere ulaşımın zorlaşmasına nihayetinde şeker fiyatlarının artmasına sebep oldu. Fabrikayı özelleştirenler yaptıklarıyla gurur duyabilirler.
ŞEKER FABRİKALARI SATILMADI, PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
Şeker piyasasının yüzde 64'ünü özel sektör, yüzde 36'sını TÜRKŞEKER'de kalan fabrikalar elinde bulunduruyor. Piyasanın büyük bölümünü elinde tutan özelleştirilen fabrikalar stok yapıyor, istedikleri şekilde şeker fiyatlarıyla oynuyor. Ayrıca kamu stoklarını özel fabrikalar alarak fiyatları istediği gibi yükseltiyor. 2018 yılına kadar bünyesinde 25 şeker fabrikasını barındıran Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin yıllık şeker üretim kapasitesi 2 milyon 36 bin tondan, 2018 yılında 10 şeker fabrikasının özelleştirilmesi ile birlikte yıllık 1 milyon 176 bin ton'a, günlük pancar işleme kapasitesi ise 114 bin 200 ton'dan 66 bin ton'a düştü.
ŞEKER ÜRETEN ÇİFTÇİ SAYISI 106 BİNDEN 78 BİNE DÜŞTÜ
Bakan Kirişçi sorularımıza verdiği yanıtta şunu söylüyor. Şeker pancarı üreten çiftçi sayısı: Özelleştirmenin yapıldığı 2018-2019 döneminde 106 bin 237 çiftçi iken, bu sayı 2020-2021 yılında 93 bin 812'ye, 2022-2023 pazarlama yılında ise 78 bin 755 çiftçiye düşüyor. Çiftçi sayısı her geçen yıl daha da azalmış. 4 yılda yüzde 25 oranında çiftçi sayısı düşmüş. Şeker pancarı stratejik bir üründür. Şeker fabrikaları Cumhuriyet için bir fabrikadan daha ötesiydi. Çünkü, Türkiye'de şeker fabrikaları sadece şeker üretmez. Pancardan küspe, melas, alkol ve şeker elde edilir. Bu fabrikalar aynı zamanda fabrika üreten fabrikalardır. Sosyal tesisleri örnek tesislerdir. Çevrelerinde kooperatifler örgütlenir, pancarın küspesi yem olur ve hayvancılık gelişirdi. Bakın pandemide alkol kıtlığı oldu, dezenfektan üreten firmalar alkol bulamadı. Şeker bu kadar kritik bir ürün. Cumhuriyet, o fabrikalardan yola çıkarak tarımdan, kooperatife, hayvancılıktan bankacılığa kadar bir sistem kurmuştur. Şeker fabrikaları sadece üretim yapmaz, kuruldukları şehirlerin kültürel, sosyal ve fiziksel yapılarının gelişmesine çok ciddi katkıları olurdu. Şimdi hepsi ithal firmalara, yandaşlara devredildi. Kaybeden 84 milyon, kazanan ise bir avuç rantiyeci oldu.
ŞEKER FABRİKALARININ SATIŞ DEĞERİ, ŞEKER İTHALİNE BİLE YETMİYOR
Bu yılki 400 bin ton şeker ithalatına ödenecek para en az 320 milyon dolar olacak. Kırşehir Şeker Fabrikası 48 milyon dolara, Yozgat Şeker Fabrikası 40 milyon dolara, Niğde-Bor Şeker Fabrikası 49 milyon dolara, Çorum Şeker Fabrikası 76 milyon dolara, Turhal Şeker Fabrikası 82 milyon dolara satıldı. Hepsini toplayınca ancak 295 milyon dolar ediyor. Sattığımız fabrikaların paralarının üzerinde 25 milyon dolar daha koyarsak bu yıl için ihtiyacımız olan şekeri ithal edebiliyoruz. Şeker fabrikalarını satıp yurtdışından şeker ithal etmek için üzerine bir de para vermenin akılla mantıkla izahı var mıdır?
GÖZÜNÜ RANT BÜRÜMÜŞ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Cumhuriyetin ilk yıllarında ana söylem, ekmeğimizi kendi unumuzdan yoğurmak, şekerimizi kendi pancarımızdan almak, bezimizi kendi pamuğumuzdan dokumaktı. Şeker ihtiyacının daha çok ithal edilerek karşılandığı, küçük atölyelerde az sayıda üretimin yapıldığı 1925'lerde yabancı sermayeye ve ithalata bağımlı bir ekonomiden kurtulup kendi kendine yeten bir ülke olma hedefindeki Türkiye'de şeker üretimi o zamanların en önemli gündemiydi. Bugün geldiğimiz aşamada, gözünü para bürümüş bir iktidarın vurdumduymaz, savurgan ve rant odaklı siyaseti yüzünden ele güne muhtaç bir ülke olduk.
TÜRKŞEKER, ERDOĞAN'IN İKİ DUDAĞI ARASINDA
TÜRKŞEKER, Varlık Fon'unda, yani Erdoğan'ın iki dudağı arasında. “Bu fiyatlar niye bu kadar artıyor” diye sorduğumuzda Bakan Nebati, fiyatın artmasını geçtik “fiyatlar dünyaya göre daha düşük” diye yanıt veriyor. Bir nevi fiyatların daha da artacağının “müjdesini” veriyor. “Şeker bin bir üründe kullanılıyor, fiyatlara müdahale edin” diyoruz. Bakan yanıt veriyor, “serbest piyasa var, serbest piyasa kurallarına karışamayız” diyor. Özelleştirenler bunlar, paravan bir şirket kurup kamunun şekerini bunlara peşkeş çekenler bunlar, fiyatı artıranlar bunlar, sorunca “serbest piyasa” diyen de bunlar. Hangi ülkede, hangi serbest piyasada şeker fiyatı yüzde 300 küsür artmış? Bir tane örnek ülke var mı? Yok! Serbest piyasanın canına okudunuz.
PARAVAN ŞİRKETLERLE KAMUDAN ŞEKERİ UCUZA ALIP VATANDAŞA PAHALIYA SATIYORLAR
Gübre fiyatları, mazot fiyatları, hayat pahalılığı derken çiftçiyi yok ettiler. Şeker fabrikalarını özelleştirerek üretim miktarı da düşürüldü. Ülkeyi ithalata mecbur ettiler. Yerli çiftçi kan ağlıyorken, kazanan kim? Kazanan Varlık Fonu aracılığıyla, paravan şirketlerle kamudan şekeri ucuza alıp pahalıya vatandaşa satan yandaşlar! Kaybeden esnaf, kaybeden üretici, kaybeden işçiler, kaybeden yediden yetmişe zamlanan ürünleri alan vatandaş, üç beş rantçı kazanacak diye ülkeyi, ekonomiyi, geleceğimizi yok ettiler.
ŞEKER FABRİKALARI SÜREKLİ ZARAR EDİYOR
Merkezi Yönetim Bütçe istatistiklerinin Eylül ayı verileri de açıklandı. Türkiye Şeker Fabrikalarına bu yılın ilk 9 ayında devletin bütçesinden verilen borç tam 1 milyar 850 milyon TL. Kurumu sürekli zarar ettiriyorlar. Stoktaki şekeri ucuza, paravan TURKŞEKER'e verince malum elde bir şey kalmamış. Sürekli zarar ediyorlar. Bu tablo, dört bir yanında pancar ekilen, dünyanın en kaliteli şekerinin üretildiği Türkiye'yi şekere muhtaç hale getiren beceriksiz tarım politikasının bir sonucudur.
BUGÜN 26 LİRAYA ALDIĞIMIZ ŞEKERİ, YARIN 50 LİRAYA ALAMAYACAĞIZ
Biz CHP olarak uyarıyoruz. Bu tarım politikasıyla çiftçiyi doğduğuna pişman eden AKP, böyle giderse ülkeyi yakında şekere de muhtaç hale getirecek. Bu şekilde devam ederse ve müdahale edilmezse şeker fiyatları çok daha fazla yükselecek. Bugün 26 liraya aldığımız şekeri, yarın 50 liraya alamayacağız. Şekerin fiyatının yükselmesi çok sayıda gıda ürününün de zamlanmasına sebep olacak, hatta binlerce ton pancar üretilen ülkede şeker karaborsaya düşecek. Varlık içinde yokluk yaşayacağız.
SATILAN ŞEKER FABRİKALARINI KAMULAŞTIRACAĞIZ
Teknoloji üretmeyen bir ülkede özelleştirmelerle; halkın yoksulluğu, gelir dağılımında adaletsizlik, zam, enflasyon ve işsizlik da artacak. Birileri zengin olurken vatandaş yine yoksullaşacak. 2018'den bu yana uyarılarımızda hep haklı çıktık. Şeker fabrikalarını satan vatana ihanet etmiştir. Bu fabrikalar tekrar milletin malı olacak. Keyfe göre şeker satan, şeker stoklayan cezalandırılacak. Biz iktidarımızda satılan fabrikaları da kamulaştıracağız. Bundan sonra da şekere ilişkin yanlış politikaları, rantçılığı ifşa etmeye devam edeceğiz.